26 Temmuz 2015 Pazar

''Ant'' roloji..

asil eksiklik, eksik oldugumuzu dusunmekti.

asil eksiklik,careyi baskasinda aramakti.

hayatin matematigi farkli; iki yarimi toplayinca bir etmiyor.
insan tek basina mutsuzsa baska biriyle de mutlu olamiyor.


once yalnizdik.

9 ay boyunca karanlik bir yerde disari cikmayi bekledik ...  dunyaya aglayarakgeldik...
Pisman gibiydik.
ya da mecburen gelmis gibi...


Kendimizi bildigimiz ilk anda, biraz buyudukten sonra icimizi kemiren...

kalbimizi kurcalayan o tuhaf duyguyu hissettik:

bir yerde bir eksik var.

korktuk... "bunun sebebi ne?" diye sorduk kendimize.

çok geçmeden cevabi yapistirdik;

Demek ki sahip olmadigimiz bir seyler var.... o yuzden eksiklik hissediyoruz."
peki, neye sahip olmamiz gerekiyordu ki?


cocukken,"yasimiz kucuk" diyip avuttuk kendimizi...
her istedigimizi yapamiyoruz.... kurallar, yasaklar.... herşey engel önümüzde... Buyuyunce her sey yoluna girecek....


buyudukce bir sey degismedi....

yine huzursuzduk,.. yine umutsuzluk... icimizden bir ses ayni sozcukleri fisildiyordu:

"bir eksik var."

kafamiz karisti... nasil kurtulacagiz bu igrenc duygudan? nasil gececek bu?

aklimiza yeni cevaplar geldi: okulu bitirince gececek.

ise girince gececek.

para kazaninca gececek.

tatile gidince gececek.

okulu bitirdik. diploma aldik. ise girdik. kartvizit aldik.

calistik. para kazandik. tasindik. araba aldik. calistik.

eve yeni esyalar aldik.

tatile gittik. dans ettik. terfi ettik. kartviziti degistirdik.

daha cok calistik. daha cok para kazandik.calistik.calistik.
gecmedi. "bir yerde bir eksik var" hissi, hala orada duruyordu.


bu sefer de "sevgilimiz olunca gececek" dedik.

"yalnizligimiz sona erince bu illetten kurtulacagiz." beklemeye basladik....

derken, biri cikti karsimiza... Aşik olduk....  ve aninda baska biri olduk.

daha guclu, daha guzel, daha akilli biri. hesap cuzdanlari,
kartvizitler,hatta ilaclar bile boyle hissetmemizi saglamamisti.


sevgilimizin gozlerinde, daha once bize verilmemis kadar buyuk sevgi ve

hayranlik gorduk....

sevgilimizin gozlerinde Tanri' yi gorduk....

isigi gorduk. "tunelin ucundaki isik bu olmali" diye dusunduk "kurtulduk."
sonra bir gun... daha dun bize deli gibi asik olan insan cekip gidişini izledik nemli gözlerle...


ya da artik eskisi gibi sevmedigini soyledi.

ya da baska birine asik oldugunu soyledi.

ya da daha kotusu, baska birine asik oldu ama soylemedi.

telefonu acmamasindan, elimizi tutmamasindan, sevismemesine bahane bulmak

zorunda kalmamak icin  , biz uyuduktan sonra yataga gelmesinden anladik bir
terslik oldugunu.....


belki de sevmekten vazgecen veya terk eden sevgilimiz degildi, bizdik....


fark etmezdi artık


sonucta ask bitmişti....


simdi her yer bombos. simdi tekrar yalniziz. basladigimiz yere donduk.

yillarca ugrastik.. eksigin ne oldugunu bulamadik...
halbuki her seyi denedik, her yere baktik....


oyle mi?

Sahiden baktık mı ?


bakmadigimiz bir yer kalmıştı... heryere bakmış içimize bakmamıştık... oysa ki bize en yakınımızdı

eksik parcayi disarda aradik ama icimizde sakli olabilecegini akil etmedik.

birilerini sevdik, birileri bizi sevsin diye ugrastik ama kendimizi sevmedik.
sasiracak bir sey yok, tabi ki sevmedik.


kendimizi sevsek bu kadar kosturur muyduk?


canimiz yanmasin diye duvarlarin ardina saklanir miydik?


kendimizi bos sanip doldurmaya ugrasir miydik?


terk edilmekten korkar miydik?


asil eksiklik, eksik oldugumuzu dusunmekti.

asil eksiklik, careyi baskasinda aramakti.
hayatin matematigi farkli; iki yarimi toplayinca bir etmiyor.


insan tek basina mutsuzsa baska biriyle de mutlu olamiyor.

herkes beni sevsin" diye ugrasinca kimse gercekten sevmiyor, herkes

sevgisine sart koyuyor.. sinir koyuyor...

oysa "kendime duydugum sevgi bana yeter" diye dusununce, kendimizi oldugumuz

gibi kabullenince yarim tamamlaniyor...

her sey bir oluyor.

iste o zaman perde aralaniyor... aci diniyor...

iste o zaman baska 'bir' iyle bir

araya gelerek, hesabin kitabin,

korkunun kayginin
hüküm sürdügü sahte bir sevgi yerine, gercek bir sevgi yaratilabiliyor.