18 Aralık 2016 Pazar

Sadece Düşünün... Birazcık Düşünün...

Sadece Düşünün... Birazcık Düşünün...


      Gündem olması gereken o kadar konu var ki bu ülkede hangisini kaleme alacağına şaşırıyor insan çoğu zaman...
      Karanlık bulutların eksik olmadığı orta doğunun ortasında hapis edilmiş cennet ülkem... bir yanın medeniyetin beşiği, bir diğer yanın ise var olmaya başladığımız ana topraklar... O kadar yücesin ki; Sabahında güneşine uyandığım günün akşamında  sıcak şarabımla karını buğulu penceremden izlediğim güzel memleketim... Doğup büyüdüğüm taşından toprağından faydalandığım evim...


      Sana diyorum ey memleketim sana söylüyorum dinlesene beni , kulak kabartsana bombardıman ateşlerinin arasından masum gençliğime...
      Hatırlar mısın 1987 de başladığımız ilişkimizin ilk anlarını... İlk yürüyüşüme ilk şahittin sen.. Bisikletten ilk senin yanında düşmüştüm... Sularında ilk kez birlikte yüzmüştük huzur kokulu memleketim... üzüldüğümüz anlarda kenetlenmeyi sen öğretmemiş miydin bize... Şimdi niye boyun eğiyorsun sözünün geçtiğini sanan üç beş kendini bilmez faşist zihniyete... Haydi tut elimizden tekrar birleştir bizi kopmaya ramak kalmış hayatlarımızdan... Zor zamanlar değil mi cennet vatanım..çok zor...  bir yanını mezhepsel zihinler kuşatmış bir yanını karşı çıkamayacak kadar aciz bir güruh ...

      Önceden yazılmış senaryolar gibi yaşanır olmuş hayat bu memlekette , birileri bir gerçek yaratmış ve inanmış.. inanmayanları inandırmak içinde aksi senaryolar üretip doğruluğunu kanıtlamak istemiş.. Halbuki ne gerçek bildikleri gerçek nede inandıkları inanç... Cennet kokan vatanım kanla sulanırken, inatla görünmek istemeyen vatanseverlik olgusu yerini sahte misafirperverliğe bırakmış... Kendi yaramızı pansuman etmeden başka yaraları pansuman etmeye çalışır olmuşuz... Bu yaralardan mikrop bulaşır mı bu yaralardan sorun türer mi  diye düşünmekten bile aciz bir toplum haline gelmişiz...  Bunca yaşananları sadece otuz saniyede sindiren tutarsız büyüklerime mi üzüleyim yoksa "Halep Halep" diye ağlayan ama "ANA VATANINDA" kanını bir hiç uğruna dökenleri görmezden gelenlere mi yanayım...

      1987 doğumlu bir gencim... ÜLKEMDE, EVİMDE,ANA VATANIMDA ; onlarca bombalama eylemi, bir adet darbe , iki adet küresel kriz ,dünyada çıkan kitlesel savaşlar, yüzlerce doğal feleket, sayısını hatırlayamadığım kadar da ekonomik problemle karşılaştım... Bunun dışında açlık sınırının altında asgari ücreti olan , kaçak kullanımın masum vatandaştan alındığı , ulaşımın dünya genelinde ücret olarak en yükseğine sahip , sosyal özgürlüğün elden alındığı, telefonların yazışmaların hatta evlerin ofislerin bile rahatlıkla aranır, dinlenir hale geldiği , bir musibetten olmasa da bir ihmalden canların bolca verildiği , eğitim sisteminin diz altı etek seviyesine gerilediği bir nesilde yaşayıp büyümenin şansızlığı ile yazıyorum tüm bunları...  Belki yaşasaydı şehit düşen asker kardeşlerimde yazacaktı bunları.. belki yaşasaydı yoldan geçen masum anne babada yazacaktı tüm bunları belki görevi başında hain saldırılara maruz kalmasaydı polis abilerimiz kardeşlerimiz yazacaktı tüm bunları gözlerinde yaşlarla...

      Noktalayıp geçilemeyecek kadar virgülle dolu bir nesildir seksenler , doksanlar... katillerin , tecavüzcülerin, sapıkların, faşist diktanın, "dini" maşa olarak kullananların  , zibillerin maden olduğu bir Türkiye de büyümeyi bırakın yaşamak bile lüks halini aldı...

      Memleketim... Bizi birleştir, bizi bir araya getir... Unutma geçmişini , kanlarla sulanmış topraklarını... Güzel  bir gelecek diliyorum doğacak çocuklara...
       Umudu yitirmek, yaşamaktan vazgeçmektir...

"Kör olmaktan vazgeçin ve gerçekleri görün... Ne yapılmak istendiğini ve ne amaçladıklarını..." 

Sadece Düşünün... Birazcık Düşünün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder