Günün birinde birisi, karşınıza geçip 'Mesafeler aşkı öldürür' derse
buna şiddetle karşı çıkın. Çünkü aşk, dil, din, ırk ve kilometre
tanımaz...
Ayrı şehirlerde, hatta başka ülkelerde de olsanız bile,
'seviyorsanız' bunun bir engel olmadığını anlarsınız. Bazen aynı anda
telefonlara sarılırsınız, bazen de eş zamanlı mesajlar çekersiniz
sevdiğinize. Bu özel anlara şaşırırsınız ama inanırsınız. Bunun tek
açıklaması seviyorsunuzdur, seviyordur...
Her zamankinden daha fazla
hasret anlamı yüklenmiş şarkıları dinlemeye başlarsınız, özlem dolu
şiirler okumaya iter sevginiz sizi. Hiç umulmadık anlarda gözleriniz
dolabilir, ağlamak istersiniz...
Yaşamdaki her güzelliği uzaktaki
sevgilinize adamaya başlarsınız. Artık yağan yağmur daha farklı hislere
götürür sizi. Gördüğünüz gökkuşağının doğu ile batıyı renkleriyle
birbirine bağlaması da uzaklardaki sevdanızı hatırlatır usul usul...
Bazı
zamanlar içinize bir ateş düşer. Sevdiğinizle özlem denizinde yüzerken,
ona dokunmak, yüzüne doya doya bakmak istersiniz. İlk uçakla ya da ilk
otobüsle karşısına çıkarsınız. Elinizdeki çiçekleri ona verdiğiniz an,
onun gözündeki mutluluğu görüp aşkın en kutsal ödülünü alırsınız. Her
görüşme yürekleri daha da büyütür ve kocaman harflerle 'aşk'ı gönül
defterinize yazarsınız. Ancak akrep ile yelkovanın yarışı devam eder ve
saatlerin her zamankinden daha çabuk tükendiğine şahit olursunuz
sevdiğinizin yanında.
Dönüş yolculuğunda bir sonraki buluşmanın
hayalleri sizi sararken, yolların ve dağların sevginize şahit olmasından
memnuniyet duyarsınız. İşte uzaklarda aşkı böyle benzer tekrarlarla
yaşarsınız, ayrı şehirlerin inadına...
Ve biri günün birinde
karşınıza geçip size 'Mesafeler aşkı öldürür' derse buna şiddetle karşı
çıkarsınız! Çünkü aşkın dil, din, ırk ve kilometre tanımadığını herkese
en iyi siz anlatırsınız.