30 Mayıs 2015 Cumartesi

Nolur Olmasın Sabahlarım...



neresindeyim hayatın...

ne kazandım su hayat cıkmazında... ve kimim ben... hani masallarım...

bir dizi de duymustum "cocuklugumu"... yoktu yanımda kimse... "bana bir masal anlat...." icimde bir deli dolu cıglık.....

anne... ben yazmadım bu kaderi...

neye benziyorum ben simdi?

gozlerimden sen dusuyor... bak ellerim bir ayrılgın sarkısını yazıyor ....

ve ben de seni andırıyorum artık..

kaderim seni anlatıyor.....

ozluyorum benden aldıklarını... hani oyle guzeldi onlar.. simsiyah saclarım vardı ... sımsıcak bir cift goz... icimde tum sevdiklerim....

bunlar hayatın kacta kacı ?

haklı mıydın yoksa... gitmez diyenlerde mi giderdi ? yasamak fazla geliyor anne ellerime... keske bir darbede bitse ....

ellerimi acıp onu dilemek degildi istedigim.. giden gitmis ya.. ben nerdeyim?

artık korkuyorum anne... NE OLUR OLMASIN SABAHLARIM....

24 Mayıs 2015 Pazar

Tnımadığım Birine Masallar...


tanımadıgım birine masallar ...

- ne yazıyorsun?
-tanımadıgım birine masal yazıyorum...
-tanımadıgın birine yazacak neyin olabilir ki ?
-tanıdıgım birine yazabilecegimden cok daha fazlası ... GArip bir his .. bir anda geldi.. yok etmeden birseyleri daha yazmak istedim...

-
" karsına hic cıkmadım ben senin...Sen hic gormedin beni..Ben sırtına hafifce surtunup varlıgını hissettim;arkandaki o ben sandıgın ben degıldım... Ben sendim ve sen sabahlara kadar kendine masal yazdın tutmayan uyku aralarında...
Kendi oglunu yarattın ve tek yarattıgın eskilerin bulamacıydı... Parmakları ve bilekleri aldın vucuduna ekledin oglunun... bir baskasının gozleri kıskandı gozlerine yapıstırdın... Dugme burnu en guzel cıkıntısıydı sarısının ve bir esmerindi o guzel dudaklar... simsiyah saclı olanın ellerini kavradın,tutulanı benim elim sandın...

bunca zamandır ben icinde uyuyordum yalnızca,beni neden uyandırdın ?? "


- kesişmeyen yollarımız var ...
- 3 sıra duvar var aramızda ...
- benim istediklerimi istemiyorsun ...
- cunku zamana sıgmıyor artık iki beden..
- guzelim,guzel gozlerim...
- temas etmek istemiyorum,baska biri daha guzel bakabilir sana ...
- alısmamak icin dokunamıyorum...
- uzaklasıyorum,uzaklastıgımı her adımda hissediyorum...
- ben gerektigi kadar yaş bırakmışım kücükken,kagıdın uzerine kapanıp aglayamıyorum...
- tıpkı kücükken pencerede hayatı izledigin zamanlardaki gibi izledin mi bizi de ...
- boyum yetmiyordu benim ... hayır..
- keske saklandığın yerden hic cıkmasaydın.. çaldıgım parcayı hic sevmiyorum sadece zamanı geldiginde bil diye durup durup aynı seyi soyluyorum..
- umarım sonunda benden nefret etmezsin..



" ışık yalnızca yuzune vuruyor sımdı... siyah bir arkaplanın var. zıtsın,sahnenin ortasındasın ve herkes seni izliyor. bir kac kisiyle gozgoze geliyorsun,begeniyorlar... ama sen o kadar yalnızsın ki.. ve o kadar liriksin ki... "


- hersey planlanmıs oldugunda yapma istegim sönüyor...
- parmak uclarımı yalayıp mum ısıgından gecirmek gibi bir sey .. cocuk türünden bir oyun gibi oldu ...
- neden saklambac gibi bir oyunu secmedin,saklansaydın bulurdum seni...
- kırmızı baslıklı kızı yedigin gibi mi ?
- adımlarını sayıyorum , artık yuruyebiliyorsun...
- gidiyorsun diyemiyorsun degil mi ?
- boyunun uzadıgını gormek beni mutlu ediyor...
- en cok korktugum ne soyledim mi hic sana ?
- yagmurda ıslanmak mıydı ?
- degildi .. merdivenlerden inerken apartman ısıgının sonmesi .. birileri gelip yeniden ısıgı yakıncaya kadar bekliyorum merdivenlere oturup ...
- karanlıkta ıslık calardım sana ...
- karanlıkta elimden tutup neden indirmeyi denemezdin ki..

" bugun bana ruyalarımdan düs'tu dedi... anlat bana.. saatlerdir aynı sarkıyı dinleyip duruyorsun... gozlerin tavanda.... "


- hayır ama anlamıyorsun , benim yuzumden düstün rüyalarımdan... benim yuzumden de bir daha yuruyemeyebilirsin... seni ölduren ben olmayacagım...
- korkacak bir sey yok o halde , gül yanlış kokuyorsa biz ne yapabiliriz ki ?
- hiç, peki şimdi ne yapacağız .. Kapatalım mı ?
- evet ama gozlerini ... gozlerini kapat ve sarkıyı dinlemeye devam et... gozler beyaz perde.. hayaller basrolde olsun yine.. ben de resmini tamamlayacagım .....

19 Mayıs 2015 Salı

Polyanna Öldü






           Aile Kavramını yitirmeye başlayalı epey zaman oluyor… Çocukluğum; annemin verdiği içsel sevgi ve yarım guven duygusuyla geçti.. sırtımı dayaya bilecek bır babam olamadı benım bir çokları gibi , her dayandıgım da annemdi savrulan, ondandır dayanan değil de dayanılan olmam. Sevgi göremedik ki sevmeyi öğrenelim, ondandır bir baltaya sap olamamam. Kazık yemeyı henüz çoçukken örgendim babam bana ilk kazıgını attıgın da, Azım süt kokarken, kalbime dokunulmamışken oldu her ne olduysa,     
         Aşk acısı cekmeyı bılemedim ki… dost acısı nedir tadamadım ki. Benim acım;  kanımdan… benı dünyaya getiren adamdan geldi..  Sanmaki duygusuzun tekiyim.. duygularımı bir hiç ugruna yitirdim, kovaladığım ailemin ardında bıraktım herşeyi… şimdi başka limanlarda, başka yuvalarda varoluyorum…
          Sen okuyorsunya  bu satırları , ben bunları ıkı sıse sarabı bıtırmış, gözlerimde sinir ve huznun gozyaşlarıyla yazıyorum, hanı demiştikya; yazmasam hata yapıcam diye , benim kaçış noktam da bu işte…  virgülüne.. noktasına.. ünlemine.. düzenine bakmadan yazmak.. elden ne gelir ki başka… Var olana sukretmek mı gerek , yoksa varolanı yok saymak mı gerek bilemiyorum artık… sarhoş olduğumu sanma sakın…
          Ben sarhoş değilim diye haykırmak istiyorum boşalmış iki şişeyi elimde tutarken… Susuyorum..  sarhoş görünmekten korkuyorum bu seferde… tıpkı güçlü görünüp güçsüzlüğümü sakladığım gibi … Hayat işte… Zamanla profesyonel yalancıya dönüşüyorsun… Bir başka acıda nedir biliyormusun; baban varken varolmaması.. Beklenti… Umut… Özlem…. engelleyemiyorsun bu duyguları … sevecek benı demekten, gelip saracak benı , koruyup kollayacak demekten alıkoyamıyorsun kendını, dilin ne kadar küfüt etsede, kalbin ne kadar nefet etsede , belki değişir kalıbı, beynın de bır yerler de sınsıce pusu kurmuş çıkacagı anı bekliyor…
         Babadır boşver kötü düşünme diyenleri de samimi bulmuyorum… polyanna öldü, Peter pan efsane oldu, şirinlerse yok oldu…  Uyanın artık


9 Mayıs 2015 Cumartesi

İyi ki DoğduM Arkadaşım



Eski taş plaklardan bir şarkı fısıldıyor kulaklarıma... Hüzün bedenimi ele geçirmeye çalışıyor, Çalan şarkı artık daha heybetli , gözyaşlarını dikiyor gözlerime…Cevap bile  veremiyorum… Sessiz olmalı… uyandırmamalı derdi, kederi… Hem doğum günü değimliydi zaten başrol kahramanının, nerede kaldı gülen yüzler, çağlayan sohbetler… Bir neden bile diyemeden bırakıldı yapayalnız… nefesi eksik ,kalbi yarım yamalaktı… Kızıyordu kader dediği oyun arkadaşına, kızıyordu kızmasına da ,elden de hiç bir şey gelmiyordu? Boş vermeye karar verdi… cevapları seyrekti, dökülmeye yüz tutmuştu… şimdi akan kahkahalar yerine, damlayan tebessümlerle karşılıyordu doğum gününü… İyi ki DoğduM Arkadaşım !

3 Mayıs 2015 Pazar

Yalnızsındır Belki Ama Eksilmemişsindir





      Hayatın dolu göründüğü akıcı kalabalıktan kaçıstır deniz kenarı, En büyük sırların ortaya konulduğu , söylenemeyenlerin söylendiği, itirafların denize birer birer bırakıldığı.  Yanlızlığın temsilidir deniz kenarı... O kadar derde , o kadar ıstıraba sahit olmutur ki , ondandır sessiz kalamayışı, her dalgası bir cevap her dalgası bir umut..
      Deniz kenarı sadece deniz kenarı değildir ... Bazen bir dost , bazense bir sırdaş..




      Sessizliğim boyun egme değil, kaybedilmiş bir savaşın kalıntılarıysa hiç değil... Gözlerim ucunu göremediğim ufuklarda... Mutlu bir hayatın kalıntılarını arıyorum, rüzgara yoldaş , denize sırdaş oluyorum... Sonu gelmiş hikayaleri uzatmak için tüm savaşım... Beni yanlız sananlara gelsin son mektubum ... Dost edinmek için insana ne hacet , deniz ,gökyüzü ,güneş, yıldızlar varken...





       Secme sansı verilmiyor insana , itekleme çıkıyor hayat denen acımasız arenaya .. Kimi doğarken büyük olmak , kimiyse büyüse de ufak kalmanın derdinde, milyonlarca kör insanın arasında fark edilmeyi beklemek nasıl bir duygu , Her şeye ragmen yılmadan savaşmayı bilenlere gelsin bugun ki bütün güzellikler..



       Hangimiz özgürlük adına acılar çekmedi , Hangimiz bu uğurda savaşmadı  ? Yok olan ülkeler , Özgürlüklerini yitirmiş emperyalist devletler, biten aşklar , işler.... yok olan umutlar ...
Özgürlüğümüz için değil miydi  bütün kayıplarımız ... Peki ne zaman özgürleşebileceğiz ?



Özgür Bir Ülke ,Özgür Bir Dünya İçin...









1 Mayıs 2015 Cuma

Çocuk Ruhlu Güçlü Adam..

Dinginliğim şimdi huzur veriyor bana,
Sonunu göremediğim okyanus acılarımı dindiriyor.
Kocaman bir mavı derinlik önümde,
Her yerde darmadağın gözyaşlarımsa arkamda
Kendi nefesimi alıyor şimdi bedenım
Hoşçakal ters düz olmuş çamur yığınlarına,

Sen,
Aydınlığa vuran yıldızları görebilir misin ?

Yada,
Gece oldugunda guneşi tenınde hissdebilir misin ?

Raydan çıkmıs olasada tren,
sen o vagonda kalacak kadar cesaretlİ olabilirmiisn ?
Mevsimler değişirken çekebilir misin yağmurları ruhuna ?
Kapattığında gözlerini duya bılırmısın rüzgar ugultularını dalgalarla?
Ağacın kıpırtılarını hıssdebilir miisn dudaklarında ?
Dökülür mü hiç düşünmeden sonunu,
dilindeki o butun muhurulu kelimeler..
İşte, dinginliğim şimdi huzur veriyor bana,
sonunu göremediğim okyanusa bıraktım ellerimi..

Artık,
Çocuk ruhlu güçlü bir adam var çunku arkamda !