16 Ocak 2017 Pazartesi

Mutluluk Hatrına

Mutluluk Hatrına


         Beyaz pamuklara sardım korkularımı, üstünü güneşle örttüm..  her şeyi güzel bilsinler istedim... Kahve yudumlarken boğazım düğümlenmiyor muşçasına yazıyorum sansınlar istedim... Üstümde yılların yorgunluk izlerini değil , yılların mutluluk parıltılarını görsünler istedim... Azgın suların rotasız gemisiyim ben... Fırtınalı günlerin dalga kıranı...  Sığınılacak limanken terk edilen liman olmayı nasıl kabul edebilirdim ki... Seçeneğim hiç yoktu hayat... hiiç...


         Farklı dertler biriktirdim kısa ömrümde... İnsanlar; eş,dost biriktirirken, ben  dert anlat git mankenliğini üstlendim hayatın , sonucunda ne arkadaş sahibi olabildim... ne dost.. itiraf etmeliyim ki arkadaş nasıl olunur onu bile öğrenemedim... Düşünsene;  sen bile bana sırt çevirmişken kime nasıl güvene bilirdim ki...

        On beş (15) yaşında beş yüz (500) lira kira ödemeye çalışan bir çocuğun aşkla,arkadaşlık ile ne işi olabilirdi ki? arkadaşı olursa nasıl çalışırdı ki? aşkı olsa nasıl yetiştirebilirdi ki ? Olmadı hayat... Tercihsiz bir hayattı benim ki , sen seçtin... ben oynadım...

        Gülüşlerimin yarısını ver bana... Bırak benimde seçim hakkım olsun... Çok değil kaderimi kendim resim etsem yeter. Biraz yeşillik... bir tutam deniz...  sıcacık bir aileden başka istediğim de bir şey yok zaten... Parası pulu,huzuru,mutluluğu , derdi, tasası,mevkisi,konumu hepsi herkesin olsun...

Bir avuç karışımla izin ver  mutluluğumu kendim tarif edeyim...

     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder